Bir "İnanmak" tır gidiyor...

"Gamze, sende bir alemsin; daha geçen gün sen de yayınladın. İnanın, çalışın, sabredin dedin. Şimdi de bu başlığı atıyorsun. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu..." dediğinizi duyar gibiyim.
Amacım bu şaşkınlığı yaratmak zaten... ;)
Başlığın sebebini açıkladıktan sonra gelelim asıl konuya...
1993 yılında HearthMath Enstitüsü' nde duygularımızın vücudumuz üzerindeki hakimiyeti hakkında bir araştırma yapmaya karar vermişler. Hali ile duygularımızı oluşturan organımıza, kalbe odaklanmışlar.
İlk buldukları; kalbimizin büyük bir enerji ( elektromanyetik ) alanıyla çevrili oluşuymuş. Kullandığımız ölçümleme yöntemleri ile bu enerji alanının çapı yaklaşık 2,5 metre.
Sonra bu enerji alanı ne işe yarıyor? diye çalışmaya devam etmişler. Ve kalbin, bu enerji alanı aracılığı ile vücudumuzdaki organlarla iletişimde olduğunu saptamışlar.
Peki kalp bu iletişimi nasıl gerçekleştiriyor? dediklerinde de çıkan sonuç: Duygularımız ile...
Yani duygularımız, vücudumuzun o an neye ihtiyacı olduğunu anlaması için, gereken tüm bilgilere sahip.
Hepsi bu kadar da değil!
Araştırma derinleştiğinde; kalbimizden yayılan enerji alanının sadece duygular tarafından oluşturulmadığını; gücünü, derin bir inançla bağlı olduğumuz düşüncelerimizden aldığını bulmuşlar.
Kısacası kalbimiz, inanç ve duygularımızı enerji akımına çeviren bir organ. Üstelik bu enerji alanını, etrafımıza, yani fiziksel dünyaya da yayıyor. Haliyle etrafımızdaki kişilerin ve herşeyin kendi enerji alanları ile iletişime geçiyor.
Bu arada, EKG ve EEG nedir, biliyor musunuz? Tıpla ilgili olanlarınız gayet iyi bilir.
EKG (Elektrokardiyogram); kalbin elektrik akımının kaydedilmesidir. EEG (Elektroensefalogram) ise beynin elektrik akımının kaydedilmesidir.
Beynin elektrik akımı 1birim iken kalbinki 60birim. Manyetik alanı ise beyinden 5.000 kat daha kuvvetli.
Şimdiiii... Bu kadar bilimsel bilgiyi nasıl kullanalım?
İstediğimiz şeylere inanmadan hayalini kurduğumuzda; beynimiz istediğimiz şey için 1birimlik enerji dalgasını yayarken; kalbimiz istediğimiz şey konusundaki gerçek inançlarımızı 60birim yayacak. Üstelik de 5.000kat daha kuvvetli bir şekilde.
Sonuç; kalbimizin derinliklerinde inandığımız ne ise o gerçekleşecek.
Demem o ki;
İnandığımız şeyler gerçek oluyor. İnançlarımız çooook önemli çoooookkkk....